Güven Gürbüz Yazdı : " AKLINA ESER, TUTUŞUR GİDER "

GÜVEN GÜRBÜZ'ÜN KALEMİNDEN;

" AKLINA ESER, TUTUŞUR GİDER "

Nerden gelir deme bu vesvese. Aklını alır kor kafese. Güven olmuyor herkese.
Çölde serap gibi gelse. Uyma sakın kötü nefse. Oku bildiğin dua ne varsa.
Bu gün olan, yarın yoksa. Gelir haktan, nasibin varsa.

Sabır ile selamet birbirini bekler. Yolların uçları farklı yere gider.
Farklıdır, her birinde dönen değirmenler. Kimi öğütür un eder. Kimi dönmez, kurutur gider.

Yola bakan değil, yoldan giden bilir. Yolda gideni soran tecrübe eder.
Tecrübe elde harita. Bindirir kıra ata. Hayat dediğin gelmez son sürata.
Yolun hali uymaz her saate. Karda yağar, güneşte açar. Akıl başta saklar.
Kandırmasın gördüğün rüyalar.Rüyalar biter,hakikat başlar.Gerçekler hep bizlerle yaşar.

'Akıl, müminin dostu; ilim, veziri; sabır, ordusunun komutanı; amel ise temsilcisidir.' Der Hz. Ali (r.a)

Ey mümin, dost arama, sana dost aklın. Öğren bil. İlmin sendeki, senin vezirin.
Güç dediğin ordun, sendeki sabrın. İyi olsun seni temsil eden amelin.

Diyarı memleket. Uzak illere kısmet. Kısmeti bulmak ister zahmet.
Elinde kolunda varsa kudret. Aklınla hizmet et. Akıl götürür, akıl getirir.
Bazen ola ki şeytan dürter. Yollar yolluğunu terk eder. Zahmeti cefa eder.
Alır aklını baştan, sürükler gider. Uyma sakın nefsine. Dönderme herşeyi tersine.
Kuru dallar tez tutuşur.Sonunda seninle buluşur.Giden sevdiklerinden oluşur.
Can tende,her kimde. Ateş yandığı yerde. Tutuşur.

Hoca Nasrettin'de yine yazımızın içinde gezer.

Aklın Varsa Göle Koş

Nasreddin Hoca günün birinde eşeğine binerek ormana odun kesmeye gider.

Kuru odunlardan epeyce kestikten sonra bunları eşeğine yükler ve evin yolunu tutar.
Ancak, yolda aklına, kestiği odunların yanıp yanmayacağı konusu gelir ve ince kuru dallardan birkaçını tutuşturur.

Başlangıçta odun çıtır çıtır yanarken Hoca ve eşeği gayet rahattır.

Fakat bir süre sonra kuru odunların tamamı yanmaya başlayınca Nasreddin Hoca’yı bir telaş alır ki sormayın.

Bu arada odunların yanmasıyla birlikte semeri de yanmaya başlayan eşek iyice huysuzlanır ve hoplayıp zıplamaya başlar.

Eşeğin bu acı haline çok üzülen Nasreddin Hoca yüksekçe bir yere çıkar ve; “Eşeğim, aklın varsa göle koş, yoksa hâlin duman…” deyiverir.

Kimi başımızda, kimi sonumuzda. Kimi önümüzde, kimi arkamızda.
Ne sağımızda. Ne solumuzda. Buluştuğumuz yerde. Tam ortamızda.
Uzanan eller, konuşan diller. Açılır derinden derine sohbetler.
Dökülürler inci gibi hepsi birer, birer. Ne güzel olur tatlı diller.
Sarılır ince beller. Erir gider şiş göbekler. İnsanoğlu iç içedirler. Hep böyle şenlenirler.

Memleket dediğin bir ulu çınar. Kimler göçer, kimler konar.
Anlattığımız sayfalar. Saklayacak kitapları da bulamazlar.
Kitap dediğinin ağaçtandır özü. Saklar kalbinde her bir derin sözü.
Okuyanın bazen dolarsa da gözü. Hatıralar canlanır. Kimbilir kimler nerelerde aranır.
Dağlar, taşlar, susar durur. Rüzgarın dediği ne de güzel anlaşılır.
Pınarları dertlenir. Suları kesilir. Sıcaktan yanan çiftçiler. Dağları taşları deler.
Saklandığı yerdedir, buz gibi sular. İnsanoğludur ararsa onuda bulur.

Düştük bir yola, yol, yoldan öte gider. Yoldan yola, nice taze otlar biter.
Geldik dünyaya, işte bizdeki kader. Kimini gülden gül eder. Kimini sarar dertten dert eder.
Yaşanılan ömürden. Yaktığımız ne odundan, ne kömürden. Hayatın geride bıraktığı tezeğinden.
Yanar ateş olur. Tutuşur keder tüter. Bacalarımız her sene başka tüter.

Yolların kaderi yollarda biter. Alır götürür bizleri neyler. Kimbilir bizleri nerelerde terk eder.
Vefayı aradık. Aradıkta ne yaptık. Maddiyata kul ettik. Maneviyatıda terk ettik. Köşelere attık.
Güngeldi hatırladık. Hatırladık hatalarımızı anladık. Aradık, aradık, bir türlü bulamadık.
Akıl başta. Kalmasın kara kışta. Mendile saklanan gözteki yaşta.
Hayat böyledir hep bir yarışta. Koşanlarda yorulur. Birde bakmışsın nefeste durur.
Ömür dediğin budur. O'da bir gün son bulur.

Aklı selim dostlara selam ile..

Sevgiler, Saygılar......

Güven Gürbüz

28 Aralık 2022

Şebinkarahisar / Ankara "