Güven Gürbüz Yazdı : " HA ÖYLE, HA BÖYLE, DOĞRUYU SÖYLE "

GÜVEN GÜRBÜZ'ÜN KALEMİNDEN

" HA ÖYLE, HA BÖYLE, DOĞRUYU SÖYLE "

"Güzel sözler övdürür. Hem ağlatır, hem güldürür. Hem anlatır dinletir, hem dinletir söyletir.
Kimisi dilden diledir. Nesiller boyu sürer gider.
Akıldan gelir. Fikirden doğar. Gördüğünden, göreceğinden.
Duyduğundan, duyacağından. İki dudağın arasından.
Kimi fısıltıdan, kimi hışırtıdan. Kimi meydanda, kimi seyranda. Kimi saklı köşesinde.
Kimi okur. Kimi dokur. Kimi açar, kimi saçar. Kimi kaçar.
Anlayan olursa ne ala. Anlamayana benzer tadı gelmeyen bala.
Bir bakar sağa, bir bakar sola.  Sevdiğiyle girer kolkola.
Kim çıkarsa önündeki yola. Selam verir sağa sola.
Kimi alır başını sallar. Kimi almaz başaşağı bakar.
Güzel sözler anlatır. Her bir değeri hatırlatır.
Marifet içindedir. Gönül tellerini titretir. Kimine hatırlatır. Kimine unutturur.
Hatırlananlar hayırlılar. Unutturulanlar acılar, ızdırablar.
Hepsi bir tesbihte. Tane tane çekilir.
Herkese gelmez sıradan. Bilen bilir kuldan. Takdir edecek  yaradan.

Doğruluktan yana her sözümüz. Kendimize hiç laf ettirmeyiz.
Yalan yere yemin etmeyiz. Her yerde her zaman dinleriz.
Gözlerimiz ilişir. Zihinlerimiz bilişir. Aklımızda kalır bazen söyleyeceklerimiz.
Bazende nedense hiç ama hiç söyleyemeyiz. Evirmeyin çevirmeyin. Düz yolda şaşırmayın.
Unutup, unutup, kafanızı kaşımayın. Hep iyi şeyleri hatırlayın.
Her söylenen söz, söz olmaz. Bulduğun bir kabı doldurmaz.
Taşar akar, şaşar bakar. Delinir bazen dibi, gönüldendir kübü.
Ya düşer kırılır. Ya şişer patlatır. İyi düşünmek lazım kimbilir neler anlatır.
Beğenmeyene şaka olur söylediğimizden. İşin ucu tutmaz. Sebep yapıştırıcısından.
Tatlı dilden bal kaymak olmaz deme. Düşünmeden hemen arkanı dönme.
Güzel sözdür tadı veren. İyi huydur bala çeviren. Hayat çekilmez yoksa hep surat asmayınan.

Günlerden cuma idi yazdığımda yazıyı. İyi dinlemek lazım camideki hocayı.
Anlatırken iyiyi, kötüyü. Kimilerinin geldi aklıma iyi ve kötü huyu.
Bir yazıya daha gider, uzatmayalım bu kadar yeter.

Hoca deyince Nasrettin Hoca, fıkraları ise dinleniyor anlattıkça. Ne anlatıyormuş bakalım kendince.

Ya Eyüp İp Olursa

Hoca bir gün camide vaaz etmektedir:

“Kardeşlerim, değerli Müslümanlar! Doğruluktan ayrılmayın, yalan yere yemin etmeyin!”

Bu arada cemaat içinde oturmakta olan Eyüp Efendi’ye gözü ilişir.

Tanıdıklarının Eyüp Efendi’nin adını doğru söyleyemediklerini, bu sebeple onun adını çok farklı seslendirdiklerini hatırlar ve evirir, çevirir sözü onun adına getirir:

“Kardeşlerim, sizlere söylüyorum. Sakın ola ki çocuklarınızın ve torunlarınızın adlarını Eyüp koymayın.”

Dinleyenler şaşırırlar. Hoca’nın Eyüp Peygamber’in adını beğenmediğini sanıp kızanlar bile olur.

Kalabalıktan uğultu yükselince Hoca işi şakaya döker.

“Eğer siz çocuklarınıza, torunlarınıza Eyüp adını verirseniz, günün birinde insanlar onu söyleye söyleye İp’e çevirirler.”

Hep gülsün yüzünüz. Eksilmesin yüzünüzden tebessümünüz.
En güzel hazinemiz aklımız. Onunla çoğalır güzel sözümüz.
Dolmasın sakın iki gözünüz. Doğruluktan yana olsun sözünüz.
Çıkar menfaate kanmayın. En güzel değerleri yalnış bir söze satmayın.
Bu günlerin yarınları var. Yarınların günleri ayları var.
Zannetmeyin bitmeyecekler. Bir su misali akıp geçecekler, adı konacak yıllar var.

Bu haftada bu kadar. Kelimeler sözcükler bize bakar.
Bir güler, bir oynar. Nereye zıplarsa oradan bakar.
Yazan bilir yazılacağın halini. Sahip ol tüketmesinler güzel sözlerini.
Kaybedenler çok olsada özlerini. Onlarda vurur dizlerini.
Ah ile vah ile bir ömür. Her geçen günden tüketir.
Günler, aylar, yıllar geçmeden, dostların kadrini kıymetini bilmelidir.

Güzel sözlü, Hoş dilli, özlendiği kendinden belli, tüm sevecen, güzel sözlü insanlara selam ile.

Güven Gürbüz

13 Ocak 2023

Şebinkarahisar / Ankara"