Güven Gürbüz Yazdı : " ELBİSE ZİYADE, HAKİKAT ORTADA "

GÜVEN GÜRBÜZ YAZDI ;

" ELBİSE ZİYADE, HAKİKAT ORTADA "

" Her nere gitsek. Gözlerimize inansak.
Sevgi, saygı, hürmet görsek. Biz çalıp, biz söylemesek. Etrafa da iyi baksak.
Bekleriz hakkımız olandan. Kaybetmeyelim haysiyet ile onurumuzdan.
Bu gün yoksa elbet yarından. Ümit çoktur anlayandan.
Ders almaz insanoğlu. Silüeti gölgesinden belli. Daha ne arar bilmeli.
Hariçten bakıp görmemeli. Belli olmaz ahvali.
Ne akıllı. Ne deli. Kafasından akar, düşünce seli. Ne saçlısı, ne keli.
Hüneri, marifeti, zekasında gizli. İyi bilmeli.
Anlamadan, dinlemeden konuşma. Esvabına bakıpta yanılma.
Hürmet içten,kurgu yapma. Farklı olur her anlatma.

Hakkını verelim hakkı olana.Yalan yanlış her önüne çıkana.
Kaçmayalım sakın yalana dolana. Olan olur sonunda sana.
Neyi bekleriz nereden? Su bekleme kurumuş dereden. Sor hele aslı nereden.
Anlatsın bakalım sana gaibi bilmeden.
Hak yolunda. Saadet birinde. Sen bileceksin doğrusu nerede.
Eğilip, bükülmede değil hak. Hikmet ne yalanda, ne dümende.
Sen, sen ol ki bileler kadrini. Kadrini bilecek bulur elbet yolunu.
Sen iyi bil yeterki sağını, solunu. Üzme allahın kulunu.
Hayat akar gider serinden. Anlatır zamanla her şeyi derinden.
Anlayan anlar kapı önünden. Anlamayan anlamaz dağın başından.

Hoca Nasrettin duramaz. Anlatmadan olamaz. fazla söze gerek kalmaz.

Ödeşmiş Olmadık mı?

Hoca bir gün şehre un satmaya gider.
Akşama doğru işini bitirince hem günün yorgunluğunu atmak hem de una bulanmış kıyafetlerini temizlemek için hamamın yolunu tutar.
İçeriye girince hamam çalışanlarının kendisi ile ilgilenmemesine çok canı sıkılırsa da bunu pek dert etmez.
Güzelce yunur yıkanır, üstünü başını temizler, sonra da ücretini öder ve çalışanlara fazlasıyla bahşiş bırakır.

Hoca bu, başından geçenleri unutur mu hiç? Unutmaz… Aradan birkaç gün geçer.
Hoca çok temiz ve güzel bir şekilde giyinir kuşanır, yine hamamın yolunu tutar.
Kafasında da hamam çalışanlarından geçen gelişindeki ilgisizliğin hesabını sormak vardır.
Hocanın güzel kıyafetleri karşısında hamamcılar ona hizmet etmek için âdeta yarışırlar.
Hatta çıkışta onu kapıya kadar uğurlarlar.

Görevliye ücreti ödeyen Hoca, fazla bahşiş yerine çok az bir bahşiş bırakır.
Bahşişi gören çalışanlar kendi aralarında homurdanmaya başlarlar:
“Adama bak, kendisine ne güzel hizmet ettik… Hizmetimizin karşılığı bu mu? Bu ne biçim bahşiş?”

Hoca, hamam çalışanlarından daha önceki ilgisizliğin hesabının sormanın tam zamanının geldiğini anlar ve;
“Yahu, ne bağrışıp duruyorsunuz, geçen hafta üstüm başım un içinde geldiğimde yüzüme bile bakmadınız,
fakat ben o zaman size iyi bahşiş verdim, bugün ise siz benim kürküme bakarak iyi hizmet ettiniz.
İlkinde ben size iyi bahşiş verdim, şimdi ise tersini yaparak ödeşmiş olmadık mı?” der.

Yazılarımızda olsun ziyade. Hak kulunu görürü her yerde.
Ne yerde. Ne gökte. Başını çevirdiğin her yerde.
Yazması bizden. Okuması sizden. Okumayan ne bilsin geceden, gündüzden.
Her sabah geçerse kendinden. Akşamı karanlık bilir kendinden.
Açıp gözleri görmeli. Hakkikati dünden bilmeli. Her şey bir tahminli. Bilgi aklında şahitli.

Güven Gürbüz

04 Ağustos 2023

Şebinkarahisar / Ankara "