Güven Gürbüz Yazdı : Vilayetlik hakkımız Geri almalıyız

Güven Gürbüz Yazdı :

VİLAYETLİK HAKKIMIZ GERİ ALMALIYIZ

Geçen zamana yenik düşmüş, kalmamışsa derman. Kitabelerde yazan atalardan ataya ferman. Kalk ayağa dayan.
Haber salın duyulsun dört bir yandan. Toplar gürlesin şanlı kalasından. Şebinkarahisarlım Uyan.., Uyan...
Livalığından. Sancaklığından. Osmanlının namlığından. Cumhuriyetin ilk kurulduğundan. Şark-i Karahisarından.
Karahisar-i Şarkisinden. Adını veren ulu önder Atatürk'ün den. Namı değer Şehzade sancağı Şebinkarahisar'dan.
Kara demesinler bahtın. Vilayetlik senin hakkın. Değerini bilenler hatırlasın. Unutma ki sen Şebinkarahisarsın.

Yıldırmadı seni yangınların. Yemyeşil bak yine bahçelerin, bağların. Gökte yıldız gibi parlarsın.
Geceleyin yeryüzünü aydınlatırsın. Yüreğimizden doğan güneşsin. Ecdata hürmet, bize kısmetsin.
Yarınlara emanet, ölmez esersin. Dur hemen gitmeyesin. Sorup öğrenesin. Memleketin neresindensin?
Hangi dağın, hangi bir köşesindensin? Esen rüzgarlar seni söylesin.Tarlasında biten ekinsin. Bağında bostan.
Görmesende bir vefa dosttan. Uzağı yakın eden ümitsin. Gönüllerde yaşamaya devam edersin. Memleketimizsin.

Kim demiş ötelerden bir şehirsin? Unutulmuş bahtı siliksin. Seni senden bilmeyenler de utansın.
Tarihte yatar en güzel anılarımızdansın. Bağrında yatar atalar unutulmasın. Sen aydınlığımızsın.
Bak ne güzel yazmış yazanlar. Neden Şebinkarahisar vilayet olmalı? der soranlar. Okuyanlar anlatırlar.
Uzaktakiler. Yakındakiler. Görenler. Görmeyenler. Duyanlar. Duymayanlar. Mutlaka okusunlar.
İçimizden çıkanlar. Makamlılar, mevkililer, görenler. Kürsülerden ses verenler. Peşine düşüp gidenler.

Biliriz, bilmeyiz, diyenler. Bu sese kulak versinler. Şebinkarahisarın vilayetliğini isteyenler.

Elden ele...Dilden dile..Bilen bilmeyene söyleye..Şebinkarahisar'da bir gün Vilayetliğini geri ala..

Güven Gürbüz
01 Mayıs 2025
Şebinkarahisar / Ankara

 

Şebinkarahisar Ankara Vakfımızın Onursal başkanı Av. Yaşar Yücel'in tarihe not düşecek paylaşımını
aşağıda yer aldığı üzere sizlerle de paylaşıyorum.

*  *  *  *  *

Şebinkarahisar neden vilayet olmalıdır;

COĞRAFİ KONUMU:

Kelkit Çayı Vadisi’nde bulunan Şebinkarahisar’ın halen bağlı olduğu Giresun İli’ne uzaklığı 110 km. olup, ulaşım 2 saatten fazla sürmekte, kış aylarında ise oldukça güçlükle sağlanmaktadır. En yakın vilayet merkezi olan Sivas’a ulaşmakta da aynı şekilde özellikle kış şartlarında güçlüklerle karşılaşılmaktadır.
Şebinkarahisar’a komşu olup yine Giresun İli’ne bağlı olan Alucra ve Çamoluk İlçeleri, aynı yol güzergahına bağlı olarak Giresun’a 150 km. uzaklıktadır. Diğer komşu ilçeler Suşehri ve Akıncılar Sivas İli’ne bağlı olup, kendi vilayetlerine ortalama 150 km. uzaklıkta, yine komşu ilçeler Koyulhisar ve Akıncılar da Sivas İli’ne bağlı olup, Sivas’a uzaklıkları ortalama 185 km. civarındadır. Gümüşhane İli’ne bağlı Şiran İlçesi ise kendi İl merkezine 100 km. uzaklıktadır. Bu ilçelerin tümü, gerek tarım ve hayvancılığa çok uygun toprakları, iklimleri, kültürel yapıları gibi birçok ortak özelliklere sahip olup, aralarındaki ekonomik ve sosyal bağlar bağlı oldukları illerden çok daha ileri düzeydedir.
1378 kilometrekare yüzölçüme sahip olan Şebinkarahisar, bu ilçelerin ortak geçiş noktalarında bulunmakta olup, her bir ilçeye ortalama 50 km kadar uzaklıkta bulunmaktadır. Coğrafi konumlarından dolayı kamu hizmetlerinden yararlanma konusunda bu ilçeler benzer/ortak sıkıntılar yaşamaktadırlar. Yaşanan sıkıntılar nedeniyle büyük şehirlere ciddi miktarda göç gerçekleşmekte, buna bağlı olarak da verimli topraklar işlenmemektedir.
Bu ve benzeri sorunlar dile getirilmek suretiyle vilayetlik konusunda muhtelif başvurular yapılmış ve muhtelif kanun teklifleri verilmiş ise de maalesef bir sonuç alınamamıştır. Örneğin, 1988 yılında Şebinkarahisar ve komşu ilçelerin belediye başkanları T.B.M.M.Başkanlığına müşterek bir dilekçe vererek haklı taleplerini gerekçelerini ile birlikte ifade etmişlerdir. (Ek:1) Bu dilekçede vilayetlik talebimize gerekçe teşkil eden hususlar, aradan geçen zaman içerisinde artarak devam etmiştir.
Şebinkarahisar’ın vilayetlik talebinin dayanağı müktesep hakkından kaynaklandığı gibi (zira, ilçe statüsüne dönüştürülen illerin tamamının bu hakkı iade edilmiştir), tarihi ve kültürel yapısı, coğrafi konumu, tarım ve hayvancılık gibi ülke ekonomisine önemli katkılar sağlamaya çok uygun toprakları ve iklimi ile aynı zamanda turizm, güvenlik gibi birçok önemli unsur dikkate alındığında, bir gerekliliktir.
Şebinkarahisar’ın tarihine bakıldığında;
Şebinkarahisar daha Hititler döneminde, Dukkamma adı ile bilinen, önemli bir yerleşim birimidir. Roma döneminde, 499 yılında 8.7 şiddetindeki deprem ile yıkılana kadar varlığını koruyan Nikopolis, nam-ı diğer Şebinkarahisar, MS 1. yy'da Roma'nın Armenia Minor eyaletinin başkenti idi ve bu bölgenin tek önemli kenti olarak oldukça önemli bir konuma sahipti. Şebinkarahisar, Koloneia ismi ile Bizans zamanında da Anadolu'da önemli bir yerleşim merkeziydi. Şebinkarahisar, 863 yılında ayrı bir "thema/askeri valilik" haline getirildi.
Selçuklu döneminde 42 idari birimden birisi de “Karahisar-ı Kögoniye” idi ve vilayet statüsünde idi. Osmanlı İmparatorluğu döneminde ise, Yavuz Sultan Selim Han’ın 1514 yılında çıkardığı kanun ile Karahisar-ı Şarki sancağı resmen kurulmuştur.

EYALETTEN VİLAYETE GEÇİŞ:

Bilindiği üzere, Osmanlı'daki idari yapılanmada devlet, esas olarak beylerbeyliği adı da verilen eyaletlere, eyaletler sancaklara, sancaklar kazalara, kazalar da nahiye ve köylere ayrılıyordu. 1871 yılında çıkarılan Vilayet Nizamnâmesinde taşra örgütü vilayet, sancak (liva), kaza, nahiye ve karye (köy) biçiminde kademelendirilmiştir.
Prof Dr. Kemal H. Karpat'ın verilerine göre, 1877 yılında, Karahisar-ı Şarki, Alucra, Suşehri, Koyulhisar, Giresun ve Mesudiye kazalarına sahip Karahisar-ı Şarki' Sancağı'nın nüfusu, 93.435 idi. 1881 yılında ise Karahisar-ı Şarki, Alucra, Suşehri, Koyulhisar ve Mesudiye kazaları ile 102.675 nüfusa sahipti. 1906 yılında nüfusu 128.437 olmuştu Ülke, 1911-1914 yılları arasında 14 sancak şeklinde yönetilmekteydi. Bu sayı TBMM’nin kurulduğu tarihte 17 idi. Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü'nün yayınladığı Osmanlı Yer Adları Sözlüğü'nde, Karahisar-ı Şarki 1914-1923 yılları arasında müstakil liva olarak gösterilmektedir. 1914 yılında Karahisar-ı Şarki Sancağı'nın nüfusu 178.495, merkez kazanın nüfusu ise 51.256’dır.
Ağustos 1920’de yayınlanan Bakanlar Kurulu kararı ile Karahisar-ı Şarki (Şebinkarahisar) livasının da bağımsız olarak yönetilmesine karar verilmiştir.
24 Ekim 1926 tarihli bir kararname ile aralarında Şebinkarahisar'ın da olduğu bazı illerin Bizans, Anadolu Beylikleri ve Osmanlı döneminden kalan isimleri değiştirilmiş, 11 Ekim 1924 tarihinde Şebinkarahisar'ı ziyaretinde Atatürk, Karahisar-ı Şarki isminin Şebinkarahisar olarak değiştirilmesini teklif etmişti, bundan iki yıl sonra "Şebinkarahisar" adını almıştır. 1927 yılında yayımlanan Devlet salnamesine göre Şebinkarahisar, 5 kazası ve 6 nahiyesi ile 107.000 nüfusa sahip bir vilayetti.

ŞEBİNKARAHİSAR'IN İLÇE OLMASI:

20.5.1933 tarih ve 2411 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan 2197 sayılı Bazı Vilayetlerin Kaldırılması ve Bazılarının Birleştirilmesi Hakkında Kanun ile İçel, Artvin, Aksaray, Hakkari, Cebelibereket, Şebinkarahisar illeri kaldırıldı, İçel ve Mersin illeri birleştirilerek merkezi Mersin olmak üzere İçel vilayeti, Artvin ve Rize illeri birleştirilerek de merkezi Rize olmak üzere Çoruh vilayeti kuruldu.
Yasanın gerekçesinde "mesahai sathiyesi 5415 kilometre murabbaı olan Şebin Karahisar vilâyetinin nüfusu 108 000, varidatı umumiyesi 283 340 lira masarifi ise, 314 760 lira olup varidatı mahallî ihtiyaca bile kifayet etmemektedir. Bu vilâyet kısmen Giresun ve kısmen Ordunun bir hinterlandı mesabesindedir. Vaziyeti coğrafiyesi itibarile atiyen inkişaf edecek bir halde değildir. Sivas hattının şimale temdidi halinde bile ancak Suşehri kazası bir derecede inkişaf edebilir. İhracat hemen yok gibidir. Askerî bir ehemmiyeti de haiz değildir. Gerek varidatının azlığı ve gerek iktisadiyatının bir vilâyet merkezi mertebesinde inkişaf edememesi gibi mühim sebeplerden dolayı halihazır şekli ile bir vilâyet evsafını haiz değildir" ifadelerine yer verilmiştir.
1935 yılı nüfus sayımına göre, Şebinkarahisar'ın şehir nüfusu 7965 olup, o tarihte örneğin Gümüşhane 3160, Sinop 4872, Artvin 3513, Bolu 7835 ve Hakkari ise 1562 şehir nüfusuna sahiptir.
İLÇELERİN VİLAYET YAPILMA GEREKÇELERİ:

25.12.1935 tarihinde kabul edilen 2885 sayılı yasayla Çoruh, Hakkari, Bitlis, Bingöl, Tunceli illeri kuruldu.1953 yılında 9 Temmuz 1953 tarih ve 6129 sayılı Yasa ile Uşak vilayet oldu.
6418 sayılı Yasa ile Adıyaman, 6419 sayılı Yasa ile Sakarya vilayeti kuruldu, 6429 sayılı Yasa ile de Kırşehir ili ilçeye dönüştürüldü ve Nevşehir ili kuruldu.
Hakkari, “arazinin genişliği, Irak ve İran gibi iki devlet arasında bulunması ve halk arasına hükümet teşkilatının daha iyi girebilmesi” gerekçesiyle tekrar il yapıldı.
“Halk işlerinin daha kolaylıkla yürütülebilmesi, hükümet otoritesinin tamamıyla uygulanması ve asayişin sürekli kılınması” amacıyla Bingöl ili kuruldu.
Artvin, ona bağlı olan ilçelerin Rize merkezine uzak kalmaları nedeniyle irtibat sağlanamadığı gerekçesiyle ve “idari, inzibati ve iktisadi” düşüncelerle yeniden il yapıldı.

Uşak'ın, “ilk, orta, erkek sanat, kız sanat ve lise kadrolarıyla kültür teşkilatında, PTT, Tekel ve diğer devlet müesseseleriyle halk hizmetinde, faal iktisadi hareketleriyle ticari ve sanayi sahasında, üstün bir varlık gösteren ve bu durumu ile de, idarede işgal etmekte olduğu kademenin teşkilat imkanları dışında yeni bir imkana kavuşmasının zorlayışıyla” vilayet yapıldığı, yasa gerekçesinde ifade edildi.
Adıyaman, yasaya göre "ülkede her alanda gerçekleştirilen atılımlar nedeniyle bazı ilçe merkezlerinin ekonomik ve sosyal yönlerden geliştikleri ve kendi yönetsel sınırlan dışına çıkarak ekonomik bir sınır çizdikleri, bu açıdan bulundukları yönetsel kademenin yapabildiği hizmetlerin üzerinde yeni hizmetler bekledikleri" gerekçesi, ile il yapıldı.
Nevşehir'e ilişkin yasa gerekçesinde “Kızılırmak Vadisi'nin ekonomik ve coğrafi bir bütünlük gösterdiği ve Nevşehir ilçesinin de bu bütünlüğün merkezinde olduğu, bazı ilçelerinin ayrı illere bağlı olmalarına rağmen ekonomik ilişkilerinin Nevşehir ile olduğu, kamu hizmetlerinden vatandaşın daha kolay yararlanmalarının mümkün bulunduğu, ekonomik ve ticari faaliyetlerinin daha da gelişmesinin sağlanacağı” gibi hususlar ileri sürüldü.
1957 yılında 7001 sayılı Yasa ile ve yasa gerekçesine göre, Türkiye'nin mülki örgütlenmesinin o bölgeye isabet eden bölümünde meydana gelen "acil idari lüzum ve zaruretler" nedeniyle, Kırşehir yeniden vilayet yapıldı.
1989 yılında, 3578 sayılı Yasa ile “kamu hizmetlerinin ülke düzeyinde verimli ve etkili bir şekilde yürütülebilmesi, Türkiye'nin coğrafi yapısındaki özelliklerin değerlendirilmesi kadar sosyo-kültürel ve sosyo-ekonomik dengelerde görülen değişikliklerin de zaman içerisinde iyi bir şekilde izlenmesi, son yıllarda merkezi idarede gerçekleştirilen reformlar sonucunda ulaşılan modern yönetim anlayışının taşra örgütüne de yansıtılması, zayıf ve gelişme olanakları yetersiz olan yerleşim yerlerinin sayısal fazlalığının ülke ekonomisi üzerinde olumsuz etkilerinin bulunmasının ve kırsal kesimden büyük şehirlere yönelik göç olgusunun da dikkate alınmasının, ülke genelinde yeni yönetsel çekim merkezleri oluşturulması” gibi gerekçelerle Aksaray, Bayburt, Karaman ve Kırıkkale ilçeleri vilayet yapıldı.

1990 yılında 3647 sayılı yasa ile, Batman ve Şırnak ilçelerinin coğrafi durumu, nüfus potansiyeli ve kamu hizmeti gerekleri açısından il yapılmalarının zorunlu olduğu gerekçesiyle söz konusu ilçeler il’e dönüştürülmüştür.
1991 yılında 3760 sayılı Yasa ile “Bartın ilinin coğrafi konumu, ekonomik gelişme ve nüfus potansiyeli açılarından il yapılması gerektiği” gerekçesiyle söz konusu ilçe il’e dönüştürülmüştür.
1992 yılında 3806 sayılı yasa ile Ardahan ve Iğdır ilçeleri “kamu hizmetlerinin verimli ve etkili bir şekilde yürütebilmesi, illerin ve ilçelerin coğrafi yapısına, ulaşım ve haberleşme şartlarına, nüfus yoğunluğuna yakından bağlı olduğu, coğrafi bütünlüğün bulunmadığı, nüfus yoğunluğuna paralel teşkilatın oluşturulmadığı, ulaşım ve haberleşmenin günün şartlarına uygun şekilde sağlanmadığı bölgelerde, diğer hizmetler de aksadığı, bu nedenle, mülki idare taksimatında coğrafi yapı ve nüfus yoğunluğuna uygun değişiklikler yapılması faydalı görüldüğü” gerekçeleriyle il’e dönüştürülmüşlerdir. 1995 yılında 550 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Karabük, Kilis ve Yalova ilçeleri vilayet oldu. Son olarak 1999 yılında 584 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Düzce ilçesi vilayet haline getirildi.

VİLAYETLİK GEREKÇELERİ VE ŞEBİNKARAHİSAR:

Birçok vilayetin kurulmasına ilişkin yukarıda sıralanan yasa gerekçelerindeki hususlar nazara alındığında, Şebinkarahisar Vilayeti'nin lağvedilmesi gerekçesinin bugün için artık geçerli olmadığı, tamamen ortadan kalktığı, müktesep hakkı ve belirtilen sair unsurlar dikkate alındığında, Şebinkarahisar’ın vilayetlik hakkının “iade edilmesi” gerektiği açıkça görülmektedir. Zira, söz konusu yasa gerekçelerinde tekrar edilen coğrafi ve ulaşım koşullarının vilayet kurulmasını zorunlu kılması, kamu hizmetinin etkinliği, bölgesel-ekonomik-sosyal kalkınma gereklilikleri, nüfus göçünün önlenmesi ve çekim merkezi oluşturma zarureti gibi unsurlar, Şebinkarahisar'ın vilayet olması için de fazlasıyla geçerli olduğu gibi, bütün bunlara Şebinkarahisar!ın müktesep hakkı ve açıklamaya çalıştığımız sair özellikleri de eklendiğinde, Şebinkarahisar’ın bu hakkına “tekrar” kavuşması gerekmektedir.

Bu durumu örneklerle ve kıyaslayarak incelediğimizde;
Ardahan için belirtilen sürülen “nüfus göçünün önlenmesi” gerekçesi,
Iğdır için belirtilen; "iline uzaklığı da göz önüne alındığından hizmetlerin daha etkin verilebilmesi için il haline getirilmesinin uygun olacağı",
Yalova için belirtilen; "ulaşım hem zaman almakta, hem de sık sık aksamalar meydana gelmektedir. Bu durum vatandaşın kamu hizmetlerinden yararlanmasında zorluklara sebep olmaktadır"
Kilis için belirtilen; "yoğun olarak çevre büyük illere özellikle de İstanbul'a göç vermektedir. Bu ilçemizin il olması halinde yatırımların artması ve işsizliğin azalması, ayrıca kamu hizmetlerin daha etkin sunulması mümkün olacaktır",
Şeklindeki gerekçelerin tümü Şebinkarahisar için fazlasıyla geçerlidir.
Aynı şekilde Nevşehir il yapılırken esas alınan "Kızılırmak Vadisi'nin kendi içinde bütünlüğü" gerekçesi Kelkit Vadisi için de acil bir ihtiyaçtır.

VİLAYETLİK HAKKIMIZIN İADESİ

Şebinkarahisar’ın vilayetliğin lağvı, "inkişaf kabiliyeti bulunmuyor", “varidatı mesarifini karşılamıyor” şeklindeki gerekçelere dayanmaktadır. Bu gerekçeye neden olan olaylar, 1915 Ermeni olaylarında çıkan yangında şehir merkezinin 4/5'i harab olmuş, nüfusun 178 binden 108 bine düşmüştür.
O tarihten sonra yaralarının sarılmasını bekleyen Şebinkarahisar maalesef yeterli desteği görmemiş, sonrasında, o tarihte ülkedeki birçok il merkezinden daha fazla nüfusa sahip olan Şebinkarahisar’ın vilayetliği lağvedilip ilçe statüsüne dönüştürülerek “inkişaf” şansı da bırakılmamıştır.
Bu durumu örneklerle açıklamak gerekirse;
Doğu Karadenizin Anadoluya açılması için en uygun konum Giresun-Şebinkarahisar arasındaki yoldur. 1933 yılında vilayetliğin iadesi için kendisini ziyaret eden Şebinkarahisar heyetinin, “Giresun ile aramızda yol yoktur. Yazın birkaç ayında işleyen kervancılık döneminde kalan bir yoldur, perişan oluyoruz” şeklindeki yakınmalarına karşı, İsmet İnönü, “ben o dağları deldireceğim, size mükemmel yol açtıracağım” cevabını vermiş ise de, söz konusu yol ancak ancak 1987 yılında bitirilebilmiş, özellikle kış döneminde çekilen ulaşım güçlüğünü rahatlatacak olan Eğribel Tünelinin bitmesi ise bugünlere nasib olmuş, ancak, bu arada Şebinkarahisar bu ve benzeri nedenlerle sürekli geriye doğru gitmiş, bu süreç içerisinde çok göç vermiş, birçok idari birim ve işletme kapatılmıştır.

SONUÇ:

2197 sayılı Kanun ile vilayetlikleri lağvedilen İçel, Artvin, Aksaray, Hakkari ve Cebelibereket (Osmaniye) tekrar çeşitli gerekçelerle il yapılmış olup, bu yasa ile vilayetliği lağvedilip de iade edilmeyen tek yer Şebinkarahisardır.
Bugüne kadarki haklı vilayetlik talebimize karşı ileri sürülen, başta nüfus azlığı olmak üzere diğer olumsuz gerekçelerin hiçbirisi Şebinkarahisar için geçerli olmadığı gibi, vilayet yapılan ilçelere nazaran Şebinkarahisar, bazı ilçelerin il yapılmasına gerekçe teşkil eden “göçün önlenmesi, hizmetin verimliliği ve hızlandırılması, bir vadi kapsamında ilçelerin bir bütünlük oluşturması, coğrafi koşullar, il merkezine uzaklık, ekonomik kalkınmanın sağlanması, güvenlik” gibi koşullar Şebinkarahisar için de çok daha fazlası ile geçerli.olup, aynı zamanda müktesep hakkımız olan vilayetliğimizin yeniden tesisi Şebinkarahisar ve çevresinin kalkınması adına son derece gerekli olduğu gibi, yöre insanının da haklılığı tartışılmaz en büyük arzusudur.

(Bu çalışma, Av.Bülent Aydın tarafından hazırlanan rapordan ve önceki dönemlerde yapılan muhtelif çalışmalardan faydalanılarak, bir miktar da güncellenerek derlenen bir çalışmadır. Emeği geçenlere teşekkür ediyoruz.)

Av.Ali Yaşar YÜCEL"